Eskiden daha bayramlar gelmeden heyecanı bütün evleri sarar herkes yoğun bir hazırlığa aşlardı.Bayramlık elbiseler hazırlanır evler temizlenir çeşit çeşit yemekler yapılır arefe gününün akşamı genç kızların ellerine kınalar yakılırdı.Çoğu kez bayramlık elbiselerini akşamdan giyen çocuklar geceyi uyanık geçirirlerdi.Sabahı dar bekleyen çocuklar büyükleriyle birlikte abdestlerini alarak caminin yolunu tutarlardı.Yaşlılar bayram vaazını dinlemek için erkenden saflarda yerlerini alırken gençler caminin avlusunda bir müddet sohbet ederlerdi.Bu sırada genç kızlar cemaat namazdan dönünceye kadar köy odalarını bayrama hazırlardı.
Bayram namazından sonra herkesin birbiriyle bayramlaşmasını sağlamak amacıyla camide halka oluşturulurdu.Bu halkalarda imamdan başlayıp yaşlılardan gençlere doğru uzayan bir sıra takip edilir ve topluca bayramlaşılırdı.Bu bayramlaşma halkaları dargınların ve küskünlerin barışmalarına vesile olurdu.Ramazan bayramlarında camilerdeki bu bayramlaşma töreninden sonra köy odalarında birlikte yemeklerle dostluklar tazelenirdi.Her evden getirilen çeşit çeşit yemekler sinilerle odanın bir kenarına dizilir gençler tarafından serilen sofralara paylaştırılırdı.En zengininden en fakirine kadar bütün kadınlar odaya gönderecekleri sütlaçları sarığıburmaları erişteleri sironları özenle hazırlardı.Çünkü köyün kadınları arasında keyvenilik ve hamaratlık yarışı olarak algılanırdı.Köye mezralardan bayram namazı için gelen misafirler mahalle sakinlerince özellikle kollanarak misafir odalarına getirilir yemekler yenir sohbetler edilirdi.Yaşlılar yemeklerini yiyinceye kadar gençler bir taraftan hizmetlerini sürdürür diğer taraftan semaverle çay demlenirdi.
Kurban bayramlarında toplu bayramlaşma töreninden sonra kurban kesme hazırlıklarına başlanırdı.Bir kaç ay öncesinden seçilen özenle bakılankınalanıp süslenen kurbanlıklar tekbirlerle kesilirdi..Yaşlılar bayram arefesini oruçlu geçirdiklerinden kurban eti öncelikle onlara ikram edilirdi.Kurban etlerinden fakirlere fakirlere verilmek üzere ayrılan pay gençler tarafından dağıtıldıktan sonra kalan etler kavrulur her evde bir bayram ziyefeti gerçekleştirilirdi.
Bayram hizmetleri tamamlanınca çocuklar ve gençler bayramlıklarını giyer bilhassa küçük çocuklar boyunlarına bayram için dikilmiş şeker torbalarını asar böylece bayramlaşma turlarına çıkarlardı.Yaşlıların elini öpen bayram şekerlerini ve harçlıklarını alan çocuklara yaşlılar "El Öpenlerin Çok olsun" "Çok Bayramlar Göresin" "Yılda Bu Vakitlere gelesin" "Allah Tekrarını Nasıp Etsin" gibi hayır dualarda bulunurlardı.
Bayramların sevinçle hüznü birleştiren anları mezar ziyaretlerine tesadüf ederdi.Arefe gününden başlayan mezar ziyaretleri bayram süresince devam eder okunan Kuranlar ve dualar ölüler yad edilirdi.Acısı ve hatırası taze olan insanların göz yaşları bayramları yasa dönüştürür acılar ve kederler de sevinç ve mutluluklar gibi paylaşılırdı.
Köy odalarına gelemeyecek kadar yaşlı ve hasta olanlar öğleden sonra ziyaret edilir.Ölü evlerine taziyeye gidilirdi.Kendinden daha yaşlı akrabası bulunanlar camideki toplu bayramlaşmayla yetinmeyip mutlaka ev ziyaretlerinde bulunurlardı.Bayramın birinci yada ikinci gününün akşamında nişanlı erkeklerin evlerinde "gelin görme" telaşı başlardı."oğlan tarafı" önceden hazırladığı bayramlık hediyelerle kız evine gider büyüklerin ellerini öpen geline hediyesi verilirdi.Ziyarete gidilen her evde gelenlere ikramlarda bulunulurdu.
YÖRESEL YEMEKLER:
PESTİL
KÖME
KUŞBURNU ÇORBASI
MANTI ÇORBASI
GENDİME ÇORBASI
LEMİS
FIRIN ERİŞTE
BORANİ
FASÜLYE BULGURLUSU (Pağla Denlisi)
EVELEK DOLMASI
HAŞIL
BURMA TATLISI
KANZILI BÖREK
SİRON
YÖRESEL GİYİM:
Yöre hayatındaki değişik etkiler giyim kuşamda da gözlenmektedir. Geleneksel giyim özellikleri kırsal alanda daha çok göze çarpar. Kadınların başlıklarına taktıkları "tepelik" boyundaki takılar ve belde gümüş kemerler kullanılır. Tepelik kullanmayanlar "çit" denen boyalı tülbentler kullanırlar.
HALK OYUNLARI VE FOLKLOR:
Halk hayatının veya kültürünün ilmidir.Medeni bir millet içinde okumuş insanların kültürüne zıt olarak yaşayan büyük kalabalıkla onun gelenek yoluyla tecrübeleriyle elde ettiği maddi ve manevi bilgilerin tümüdür.
Folklor alanına girecek olayların temel özelliği gelenek yoluyla zaman ve mekan içinde nesilden nesile geçmiş olmasıdır.Bu geçiş sırasında "Ya ustadan çırağa ya babadan oğla ya da kulaktan kulağa" şeklinde bir yol izler. Folklorun canlı kaynağı halk hayatıdır.Doğumdan ölünceye kadar geçen devrede bütün törenler gelenek ve görenekler halk sanatları hurafeler.vb.sözlü ve elle tutulur kaynaklardır.
Folklorumuzun öğelerini oluşturan halk oyunlarımızda ve düğün törenleri sırasında icra edilen seyirlik oyunlarımızda ortak bir yaşantının paylaşıldığını bir olayın yaşanan bir coğrafyanın tasvirini insanımızın hoşgörüsünü misafirperverliğini ve kahramanlığını görmek mümkündür.
Gümüşhane folklor önünden zengin bir ildir.Bu zenginliğin temelinde özellikle coğrafi konumun etkisi büyüktür.Çeşitli alanlarda görülmekte olan geçiş özelliğini bu alanda da görmek mümkündür.Ancak bütün bu kültürel değerler yeni bir sentezin sonucu olarak Gümüşhane'ye has kimliğe bürünmüştür.Her bölgenin kendine özgü karakteristikleri bulunduğu gibi bölgelerin kendi içerisindeki yerleşim birimlerinde de ayrı oyun zenginliklerine rastlanmaktadır.Gümüşhane yöresi bu konuda tipik bir örnektir.Yalnız bu manada yeterli derleme ve tanıtım çalışmalarının yapılmaması ve ilimizin kapalı bir ekonomiye sahip olması dolayısıyla kültür ürünlerimiz saklı kalmıştır.
Yöresel Halk Oyunlar:
Dizden kırma (dik horon-urumdiki-vasilindiki) sarıkız Tulum Sarhoşbarı Temürağa Hoşbilezik Nari DaldalarTurnalar Şiro Karabet Tillara Sallanma Mektepli Tamşara tepeler Mero Dittara Sordadiki Sıksara Dello Koçari Karşılama delipaşa Bıçakoyunu Dilvane Köşkaltı Peştamalin Bağları Büyük cevizin dibi Kekliği vurdum Eğlenceden gelenler Havahatun Delilo Hoynari Aşşahtan gelirim Akça ferikler Kürdün kızı Deli kız sinin geliyor Ah teze yar Şayrenize Aşırtma Lazutlar Heymustafa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder